Kayseri Yetişkin Danışmanlığı - Hanım Demirbaş yetişkin danışmanı, uzman sosyal pedagog, psikolog

Yetişkin Danışmanlığı

Hanım Demirbaş Uzman Sosyal Pedagog/Psikolog, HD Danışmanlık Merkezi olarak Kayseri'de sizlere hizmet vermekteyiz. Uzmanlık alanlarımızdan biri de Yetişkin Danışmanlığı alanıdır. Bize iletişim kanallarımızdan ulaşabilir, online randevu oluşturabilir ya da ofisimize gelebilirsiniz.

Kronik Yorgunluk
Kronik yorgunluk sendromu çok yaygın bir sağlık sorunu olmasa da birçok kişiyi etkiliyor. Hastalık, henüz çok iyi tanınmayan,bu sebeple de çoğu kez tanısı konulamayan ve gözden kaçan bir problem. Bununla birlikte Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da uzun yıllardır bilinen kronik yorgunluk sendromu,son yıllarda Türkiye’de de tanınmaya başlandı. Kronik yorgunluk sendromu nedeni ve başlangıç tarihi tam olarak bilinmeyen ancak çok da uzun süreli olmayan bir yorgunluğu en az 6 ay veya daha uzun bir süre devam etmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanır. Kronik yorgunluk sendromu tanısı koymak için tıbbi hikaye, fizik muayene, ruhsal durumun ve laboratuvar bulgularının değerlendirilmesi gerekir.

Öfke Kontrolü
Öfke aslında normal ve sağlıklı bir duygudur. Ancak kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, okul ya da iş hayatınızda, kişisel ilişkilerinizde sorunlara yol açar. Öfke çok çeşitli olaylar sonucu ortaya çıkabileceği gibi doğal afetler gibi hiç beklenmeyen bir anda gelip, hayatı altüst eden ve istenmeyen değişikliklere sürüklenme durumlarında da ortaya çıkar. Öfkeyi saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade etmek, bunlar içinde en sağlıklı yoldur. Bunu yapabilmek için, isteklerimizin ne olduğunun farkına varmalı, bunları açık ve karşımızdakini incitmeyecek bir şekilde aktarmalıyız. Eğer kızgınlık doğru bir biçimde ifade edilemezse, bir süre sonra bu duygu kişinin kendisine döner ve yüksek tansiyon, psikosomatik rahatsızlıklar (ülserler, alerjiler vb.) ya da depresyon gibi sorunlara yol açar.

Fobiler
Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karşı aşırı korku duyma ve kaçınma davranışında bulunmaya fobi denir. Fobik kişiler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karşılaştığında aşırı anksiyete duyar. Kişiler korkularının saçma olduğunun farkındadır, ancak korkularını mantıksal düşünerek engelleyemezler. Bu korkular fobik kişilerin günlük işlevlerinde bozulmaya neden olur. Fobiler toplumda sık görülür. Araştırmalarda toplumda %10 oranında fobik olduğu söylenmekle birlikte tahminen bu değer %25 dolaylarındadır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni, bu kişilerin hastalıklarının farkında olmaması ve tedaviye başvuruların az olmasıdır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. sosyal fobi genelde gençlik yıllarında özellikle karşı cinse ilginin arttığı dönemlerde ortaya çıkar.

Uyku Sorunu
Uyku problemi, huzursuzluk yanında birçok hastalığında sebebi olabilmektedir. Kalp krizi, depresyon, şeker hastalığı, reflü, cinsel isteksizlik gibi hastalıkları da beraberinde getiren uykusuzluk; mutsuzluğa, iş veriminde düşüşe, dikkatsizliğe ve bununla birlikte kazalara da sebebiyet verir. Bir kişi gereken saatlerde uyuyamıyorsa, uykusu sürekli bölünüyorsa, uyandığında kendini dinlenmiş ve zinde hissetmiyorsa, baş ağrıları varsa, gergin bir havada ise, uyku problemi yaşıyor demektir. Kaygılı bir hayat uykusuzluğu getirir. İş stresi, ailevi sorunlar, giderek artan şehir hayatı, hava kirliliği ve yaşam biçimi uykusuzluğun başlıca nedenleridir. Uykusuzluk ve depresyon birbirine bağlı kavramlardır.

Panik Atak
Panik atak, genel olarak toplumda bilinen bir hastalık olmamakla birlikte, çok yaygın, oldukça ciddi ve sosyal yaşamı olumsuz yönde etkileyen psikolojik bir sorundur. Çoğu hasta kendisinin panik atak olduğunun farkında bile değildir. Ailelerde çocuklarının panik atak hastası olduğunu dahi bilmeden, hastaların bu rahatsızlığı panik atak krizleri başlayıncaya kadar fark edememektedirler. İnsanlar panik atak hastalarını çok karamsar veya evhamlı olarak görmektedirler. Ancak panik atak hastaları oldukça ciddi bir ruhsal rahatsızlık yaşamaktadırlar. Panik atak hastalığı, tamamen ruhsal bir hastalık olup tedavisi de psikiyatri doktorları kontrolü altında yapılmaktadır. Panik atak hastalığında ilaç tedavisiyle birlikte, psikoterapi ile kesin sonuç alınabilmektedir. 

Stres
Stres, duygularımızın vücudumuz üzerinde yarattığı tepkidir. Diğer bir deyişle, bizlerin farklı durumlara verdiğimiz tepkilerin, vücudumuza olan bir yansımasıdır. Stres, pozitif veya negatif olabilir. Pozitif stres, yeni bir olay, yeni bir başarı karşısında heyecanlanmayı ifade eder. Negatif stres ise, anksiyete, depresyon, reddetme, hatta kızgınlıkla sonuçlanabilir. Bu tür duygular, baş ve mide ağrıları, uykusuzluk, ülser, kan basıncında değişiklikler, kalp hastalıkları ve felç ile sonlanan sağlık sorunlarına yol açabilirler. Her yeni günle, bir bebeğin doğumu, sevilen bir kişinin vefatı, ev işleri, iş kaybı, sevilen bir kişiyle tartışmak veya yeni bir ilişkiye başlamak gibi stres yaratabilecek değişik olaylar yaşarız. Her durumda, stresle o an başa çıkmayı öğrendiğimiz gibi, hayatımızda karşımıza çıkabilecek değişik olaylarla da başa çıkmayı ve stresi kontrol altında tutmayı öğrenmeliyiz.

Takıntılar
Takıntılı kişiler düşüncelerinin anlamsız, abartılı olduğunun farkındadırlar. Ancak bu düşüncelerin zihinlerine doluşmasına engel olamamaktadırlar. Bazen bu mantıksız düşüncelere karşı mücadele etmek isterler ve çaba gösterirler, ancak bu çaba çoğu zaman var olan gerginliklerini artırmaktan başa bir işe yaramaz ve başka bir yineleyici, fakat işlevi olmayan davranış geliştirirler. Zamanla artık direnmekten vazgeçerler, bu düşünceler ve davranışlar günlük hayatlarının bir parçası halini alır. Hatta bu davranışlar, günlük yaşamı kolaylaştıran davranışların yerini alabilirler. Temizlikle ilgili takıntıları olan bir kadının, bir gün içinde ne kadar çok boşa enerji harcadığını düşünün. Gün sonunda hem çok yorgun olacak, hem çevresindekileri huzursuz ettiği için ev ortamı gergin olacak, hem de evinin halen yeterince temiz olmadığını hala ortalıkta mikropların kol gezdiğini düşünebilecektir.

Unutkanlık
Unutkanlık her yaştan insanın en sık yakınmasıdır. Ancak çoğunlukla bir hastalık belirtisi olarak görülmemektedir. Gençlerde ''bu yaşta unutkanlık olmaz'' denirken, yaşlılara ''unutması normal'' gözüyle bakılır. Oysa unutkanlık altta yatan bir hastalığın belirtisi olarak düşünülmeli ve uzman bir hekim tarafından araştırılmalıdır. Unutkanlık kimi zaman depresyon, vitamin eksiklikleri, tiroid fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak görülebilir ve uygun tedavi ile tam şifa sağlanabilir. Ancak unutkanlığın, bunamanın ilk belirtisi olabileceği de bilinmelidir. Bunama (demans), orta-ileri yalarda başlayan, akli becerilerde ilerleyici kayıplara nedne olan bir hastalıktır. Hastalık,  zihinsel fonksiyonlar ve günlük yaşam aktivitesinde ilerleyici bozulma ve davranış problemleri ile tanımlanır. Alzheimer hastalığı, demansın en sık nedeni olmakla birlikte, bunamaya neden olabilen pek çok başka hastalıkta vardır.

Diğer Danışmanlıklar

BİLGİ ALMAK İÇİN BİZİ ARAYIN